Deprem gibi bir felaketle baş etmek hem yetişkinler hem çocuklar için oldukça zor bir iştir. Deprem anında yaşanılan korkunun, dehşetin yanı sıra, bir anda tüm yaşam dinamikleri değişivermiştir. Kişilerin yaşadıkları ev zarar görmüş ya da oturulamayacak hale gelmiştir. Arkadaşlarından, komşularından, yakınlarından, sevdiklerinden ölenler veya yaralananlar olmuş olabilir. İş yaşamında, okul yaşamında ciddi değişiklikler ortaya çıkmış olabilir. Yetişkinler bu ani değişikliklerle nasıl baş edeceklerini bilemeyebilirler ya da baş edemeyeceklerini sanabilirler.. Çocuklar ise genellikle ilk defa karşılaştıkları böylesi bir durumda genellikle büyükleri taklit etme eğilimindedirler. Çocuklar depremin kendisinden korktukları kadar, bu olayın yaşamlarında yol açtığı belirsizliklerden, değişikliklerden ve sıkıntılardan da korkarlar.
Her çocuk depremden aynı oranda mı korkar? Elbette ki; hayır. Korkunun derecesini belirleyen pek çok faktör vardır. Deprem konusunda önceden bilgilendirilmiş, bilinçlendirilmiş çocuklar bu olayın ne olduğunu anlayabildiklerinden korkuların şiddeti daha düşük olmakta, yaşadıkları belirsizlikler ve dehşet daha az olmaktadır. Bir diğer önemli konu da; o sırada çocuğun yalnız olup olmamasıdır. Deprem anında yalnız kalmış olsalar bile deprem sonrası dönemde olanaklar elverdiğince anne-baba yanlarında olmalarını sağlamak bu açıdan çok önemli, böylece kendilerini çok güvende hissedebiliyorlar. Kolayca anlaşılabileceği gibi yakınlarını kaybeden veya enkaz altında kalan çocuklar deprem sonrasında daha fazla zorluk yaşıyor. Depremle birlikte çocuk ne kadar fazla şey kaybetmişse, yaşamında ne kadar fazla şey değişmişse ileriye dönük olarak o kadar fazla zorluk yaşıyor ve psikolojik sorun geliştirebiliyor. Deprem sonrası çocukların yaşayacağı korkunun şiddetini belirleyen en önemli etmenlerden biri, belki de en önemlisi ise; anne ve babanın bu konudaki tutum ve davranışlarıdır. Aşırı kaygılı ebeveynler çocuğun korkusunu derinleştirir, çocuk onlara güvenemediğinden kendisini emniyette hissetmez, hem çok korkar, hem çok tedirgin olur hem de çok sıkıntı duyar. Ebeveynler çocuklarının sorularına net, anlaşılır yanıtlar verirse, kaygılarını aşırı şekilde ifade etmezler ve çocuklarının yanında oldukları ve onları koruyacakları güvencesini verirse çocuklar da rahatlayacaktır. Deprem sonrası medyadan yapılan yayınlar, görüntülerin tekrar tekrar verilmesi de çocukları olumsuz etkileyen, korkularını arttıran diğer bir etmen olmakta. Çocukların yaşı, deprem öncesinde yaşadıkları olumsuz yaşam olayları, psikolojik sorunları da deprem sonrası verecekleri psikolojik tepkilerin şiddetini ve neler olacağını etkileyebiliyor.
Deprem yaşayan çocuklar nasıl psikolojik tepkiler verirler?
• Depremin tekrarlayacağından ya da depremi hatırlatan bazı işaretlerden aşırı korkma
• Çok kolay ve sık sık sinirlenme, ağlama, sızlanma, söz dinlememe
• Saldırganlık gösterme, daha hareketli olma, yerinde duramama
• Kendini bir işe verememe
• Daha önce hiç yapmadığı davranışları yapmaya başlama
• Ebeveynden ayrılacağı kokusuyla ona adeta yapışmak, onsuz hiçbir şey yapmak istememe(okula gitmek istememe gibi) uykuda kabuslar görme, altını ıslatma
• Yaşının altında davranışlar gösterme(parmak emme, altını ıslatma, emzik, biberonla beslenmek isteme)
• Depremin kendi suçu olduğunu düşünme
• Yalnız kalmak istememe (tuvalete yalnız gidememe gibi)
• Mide bulantısı, karın ağrısı, kusma gibi fiziksel belirtiler
• Sessizleşme, içine kapanma
• Sürekli depreme ve ilgili konular hakkında konuşmak isteme, konuyu hep o konulara getirmeye çalışma
• Yeme sorunları
Çocuk Ve Deprem
Posted in Çocuk, En Çok Okunanlar, Genel, Genel Bilgiler, Psikiyatrik Hastalıklar, Yazılar and tagged adana, çocuk, çocuk psikolojisi, deprem, diyarbakır, gaziantep, hatay, kahramanmaraş depremi, malatya.