Çocuğum Yemiyor, Ne Yapmalıyım?

“Bütün gün ağzına bir lokma yemek koymadı”

“Diğer çocuklar ne güzel yiyor, bir de benimkine bak”

“Yemek saatleri yaklaştıkça sıkıntılarım başlıyor”

Aç olan çocuk eninde sonunda yemek ister, onun kendinin aç olduğunu fark etmesine izin verin. “şunu yer misin, bundan da ister misin, belki bunu seversin” gibi sorulardan uzak durun.

Başkaları ne güzel yediriyor, bana gelince ağzını açmıyor”

Beslenme; çocuğun sağlıklı olması için gerekli olduğundan, anne- babalar, özellikle de bu konuda oldukça ısrarcı davranırlar. Çocukları ne kadar çok yerse o kadar sağlıklı olacaklarını düşünerek, onu sürekli yedirmeye çalışırlar ve çocuk yemeyi çeşitli nedenlerle reddettiğinde kendilerini kötü, başarısız bir anne olarak görürler. Annesinin bu konudaki zaafını hisseden çocuk yeme davranışını anneye karşı kullanmaya başlar, başkaları kolayca yedirebilirken anne çok sıkıntı çekmeye başlar. Yedirme sırasında annenin üzüldüğünü veya sinirlendiğini hissettikçe çocuk davranışını devam ettirir. Olayı çözecek davranışın, olayı başlatan kişiden, anneden gelmesi gerekmektedir.

Bu cümleleri uzatmak mümkün. Sizinde ailenizde buna benzer sorunlar yaşanıyorsa bize kulak verin.

  • Çocuğun büyüyüp gelişmesi için gerekli olan tek şeyin yiyecekler olmadığını hatırlayın. Çocuk sevgiyle, şefkatle, ilgiyle de beslenir.
  • Çocuğunuzu diğerleriyle karşılaştırmayın, her bünyenin gereksinimi ve büyüme hızı farklıdır.
  • Çocuğunuzu yemeğini masada oturup yemesi için teşvik edin. Yemek masasını sıkıntılı değil de aile üyelerinin günlerini nasıl geçirdiklerini anlattıkları, sohbet ettikleri bu arada da hep beraber yemek yedikleri bir yer olmasına çalışın.
  • Çocuğunuzun gereksinimlerine, sizden beklediklerine – istediklerine kulak verin. İlk yıllarda beslenme daha önemli bir gereksinim olsa da, ilerleyen yıllarda çocuklarınızın sizinle daha çok vakit geçirmek, birlikte bir şeyler paylaşmak gibi gereksinimleri daha ön plana çıkacaktır. Yine de çocuğum yemiyor, ne yapmalıyım diyorsanız;
  • Çocuğunuzun sağlıklı gelişmesi için çok yemesi gerekmez, dengeli beslenmesi yeterli olacaktır.

Çocukların çok küçük yaşlardan itibaren, kontrol sağlayabildiklerini keşfettikleri konulardan biri; yemek yemek diğeri ise tuvalet alışkanlığıdır. Çocuklar, daha bebeklik dönemlerinden başlayarak, yemek yiyerek veya yemeyerek ailelerini denetim altında tutabileceklerini fark ederler. Yemek yeme saatlerinde işleri zorlaştırarak, ailelerin dikkatini kendilerine çekebilirler, kızgın oldukları anne veya babaya eziyet çektirebilirler.

Evde her yemek saati bağırıp, çağırmaktan bıktım”

  • Sadece öğününde yemek teklif edin, yemek aralarında atıştırmalarına izin vermeyin, zaten küçük olan mideleri çabuk doyuran bu abur- cuburlarla dolacak, açlık hissi ortadan kalkacaktır.

Yedirme sırasında annenin üzüldüğünü veya sinirlendiğini hissettikçe çocuk davranışını devam ettirir. Olayı çözecek davranışın, olayı başlatan kişiden, anneden gelmesi gerekmektedir.

Anne – babaların çocuklarını beslenmesi konusunda gösterdikleri duyarlılıklar, sadece kendi kafalarındaki iyi anne- baba imajından kaynaklanmamaktadır.

Çevredekiler, özellikle de kendi anne- babaları, büyükleri ve diğer büyükler tarafından gelen “ Bu çocuğa yemek yedirmiyor musunuz?, çok soluk görünüyor.”, “ Aç kalıyor bu çocuk, hasta olacak”, “bu kadar az yerse bu çocuk büyümez”, “ bacakları çırpı gibi, vah vah bu çocuğun ailesi hiç ilgilenmiyor galiba” gibi yorumlar , ana babayı bir yandan kızdırırken bir yandan da üzmekte, kendilerini suçlu, kötü, başarısız bir anne – baba olarak hissetmelerine yol açmaktadır.
Bu duygu ve düşüncelerle dolan anne – baba zorlu ve kaybetmeleri neredeyse kesin olduğu bilinen ( ancak onların fark edemedikleri) bir mücadeleye başlarlar. “hadi oğlum, yesene” “bak bu son lokma, hatırım için ye”, “önüne dön”, “ağzında tutma” tarzı cümleler yemek masasını süslemeye başlar. Elinde tabakla çocuğun arkasından koşuşturmak, ilgisini çekebilecek hikayeler, masallar anlatmak, vaatlerde bulunmak, ve tüm bu çabalara rağmen çocuk halen yemiyor, ağzında tutuyorsa sinirlenmek, bağırıp çağırmak, çocuğa cezalar vermek, hatta bazen vurmak… Çocuğa yararlı olması için harcanan tüm bu çabalar, hüsranla sonuçlanabilmektedir.

Çocuk yine yememiş olur, anne baba çok sinirlidir, belki de birbirleriyle tartışmaya başlamışlardır, evde huzursuzluk hakimdir. İş inada binmeye başlar, çocuk bazen boyun eğip bir – iki lokma yese de çoğunlukla yediğini ağzında tutar, kusar, tükürür. Bir sonraki yemek saati için bıçaklar bilenmeye başlanmıştır, her iki taraf çeşitli önlemler almaktadır, tam bir sinir harbidir iki tarafın da yaşamakta olduğu.

Anne- babalar bu konuyla ilgili neleri akıllarına getirmeliler?

  • Yemeğini yemediği için çocuğunuzu cezalandırmayın veya yediği için ödüllendirmeyin.
  • Yemeğini yemesi için ısrarcı olmayın, sözler vermeyin, masal veya hikayelerle dikkatini dağıtıp ağzına yemeği tıkmayın.
  • Yemek seçimiyle ilgili olarak, onun için besleyici olduğunu düşündüğünüz yiyeceklerden evde olanlar arasında seçim yapmasını isteyebilirsiniz, seçtiği halde yemediği yiyeceği bir başka öğünde tekrar deneyebilirsiniz. Sofradan yemeden kalkmışsa birkaç saat sonra acıkabilir, öbür öğünü bekletmek ve abur – cubura izin vermemek daha uygun olacaktır.
  • Yemek sırasında ne kadar sinirlenirseniz sinirlenin belli etmemeye çalışın. Dolu tabağı gayet sakin bir şekilde çocuğunuzun önünden alın ve gülümseyerek sohbetinize veya yapacağınız şeye devam edin.
Posted in Annelik, Çocuk, Öne Çıkan, Yazılar and tagged , , , , .