Vajinismus

Vajinismus; kadının cinsel birleşme sırasında istemeyerek vajen etrafındaki kaslarını kasması sonucunda erkeğin içeri girmesine izin vermeyerek cinsel birleşmenin olanaksız hale gelmesi durumudur. Bu kasılmayla birlikte; korku, tiksinti, tüm vücutta ve özellikle de bacaklarda açılmalarını engelleyecek boyutlarda kasılmalar gibi durumlar da görülebilir. Vajinismus sırasında kadınların çoğu canının yanacağından, çok fazla kanama olacağından, küçücük bir delikten kocaman bir şey geçerse içinin patlayacağından korkmaktadır. Az sayıda olmamakla birlikte, hamile kalmaktan korkan kadınlarda da bu durum görülebilir.

Vajinismus; genellikle ilk cinsel deneyim sonrasında ortaya çıkar. Nadiren de jinekolojik muayene sırasında zorluklar olabilir, kadın muayene ettirmek istemeyebilir, muayene odasında fenalaşabilir, çığlıklar atabilir, kısacası muayene olanaksız hale gelebilir.

Son yıllarda cinsellik daha fazla konuşuluyor, dolayısıyla da cinsel sorunlar daha rahatlıkla dillendirilebiliyor. Vajinismus sözü edilmemekle birlikte, ülkemizde Batı ülkelerine oranla daha fazla görülen bir sorun. Cinsel eğitimin yetersiz olması ya da hiç verilmiyor olması, kadınlarımızın ve erkeklerimizin eğitim düzeyleri ne olursa olsun cinselliği cinsel organlarını ve nasıl işlev gördüklerini yeterince bilmiyor oluşu, cinselliğin yasaklanılan, tabusal bir durum oluşu, bekaret kavramının halen çok değerli oluşu, ilk cinsel deneyimin özellikle de kadınlar olmak üzere evlenilen ilk gece ve cinsel birleşme olarak yaşanıyor oluşu nedenleriyle vajinismus ülkemizde daha sıklıkla görülmekte…

Vajinismusu olan kadınlar bu durumun sadece kendilerine özgü olduğunu sanırlar, bu nedenle de benzer sorunları yaşayan pek çok kadının olduğunu ve bu durumun düzelebileceğini bilmek onları oldukça rahatlatır. Vajinismusu olan kadınlar kendilerini kadınlık anlamında eksik, görevlerini yerine getirmedikleri için suçlu, ezik hissetmektedirler. Eşleri ise reddedildiklerini, istenmediklerini düşünürler, giderek eşlerine karşı öfkeli olurlar, kırılırlar. Bu öfke çok da farkına varmadıkları bir şekilde bütün ilişkilerine yansır, erkek eşine karşı daha buyurgan, daha zorlayıcı olabilir, sanki bir türlü hesap sormaktadır. Bu duygular erkeğin zaman zaman sertleşme sorunu yaşamasına, hatta bazen eşinin bekaretinden kuşku duymasına yol açabilir.

Bir çok çift birkaç denemeden sonra cinsel birleşmeyi denemekten vazgeçer. Ancak bu çiftlerin bir kısmı cinselliğin diğer aşamalarını yaşamaya devam ederler, hatta cinsel birleşmeyi denemekten vazgeçtiklerinde hayal kırıkları azaldığından cinsel anlamdaki ilişkileri daha olumlu bir hal bile alabilir.

Ailelerin bu durumu bilmesi veya ilk geceye ait deliller istemeleri, yada “hala çocuğunuz olmuyor mu “şeklindeki sorular durumu zora sokar. Ailelerinden sürekli baskı, aşağılanma görebilirler , kadın suçlanabilir, erkek evliliğini bitirmeye zorlanabilir.

Bu sorunun kendiliğinden düzeleceğini, zamanla kadının alışacağını, artık korkmayacağını düşünmek yaygın, ancak yanlış bir inanıştır. Bu durumun düzelmeyeceği anlaşıldığında ilk başvurulan kişiler kadın- doğum uzmanların olur. oysa jinekolojik muayene bu kişiler için oldukça korkutucu olabilir, muayene izin vermezler, hatta bayılabilir, ciddi panikler yaşayabilirler. Bazıları ise o doktorun sokağından geçerken bile korktuğunu ifade etmektedirler. Sonuçta jinekolojik muayene yapılsa bile sonuçlar hep normal çıkar, çiftin çaresizliği de giderek artar.

Bazı çiftler kadının alkol veya sakinleştirici ilaç almasının, jel kullanmasının işe yarayacağını düşünürler veya çevredekiler hatta bazen gittikleri doktorlar bu şekilde önerilerde bulunabilirler .oysa bütün bu denemeler sonucu değiştirmez,sadece hayal kırıkları daha da derinleşir.

Bazı çiftler ise durumun düzeleceğinden tamamen umudu keserler, çocuk sahibi olabilmek için kadın-doğum uzmanına başvururlar.oysa bu kadınlar tüp bebek yoluyla hamile kalsalar bile normal doğum yapamazlar, ancak sezaryenle çocuk sahibi olabilirler ve doğumdan sonra da cinsel sorunlar artarak devam eder.

Vajinismusun nedenlerine kısaca göz atmak gerekirse,
• Bu kişilerin çoğunun babası fazla, otoriter, sert, disipline aşırı önem veren, ceza veren, hatta şiddete eğilimli kişilerdir. Kızlar çocukluk dönemlerini babalarını korkutucu, tehdit edici bulurlar. Baba- kız arasında duygusal anlamda iyi bir ilişki kurulamamıştır.

• Vajinismusu olan kadınların anneleri ise; babalarının aksine sili, ezik, zayıf insanlardır. Eşinin şiddetine karşı sürekli boyun eğerler, ne kendilerini ne de kızlarını koruyamazlar.

• Bu ailelerde cinsellik değersiz- aşağılık- görev olarak yapılan bir şeydir. Sözü bile edilmez. Anneler cinsel konular, hatta kadın olmakla ilgili kızlarına neredeyse hiçbir şey söylemezler, yanlarında konuşulmasını dahi istemezler, zaten kendi bilgileri de oldukça kısıtlıdır. İnsellik sadece erkek tarafından istenilen, hayvansı bir şeydir; cinsel organlarsa iğrenilmesi- tiksinilmesi gereken şeylerdir.

• Vajinismusu olan kadınların çocukluk ya da genç kızlık dönemlerinde hatırladıkları veya hatırlayamadıkları bir cinsel taciz benzeri durum yaşanmış olabilir.

• Vajinismusu olan kadınlar cinselliği sıklıkla arkadaşlarından veya aile içinde yakın hissettikleri kişilerden yarım yamalak öğrenirler. İlk cinsel birleşme sırasında çok canları yanacağını, kanamanın çok fazla olacağını, hastalanacaklarını düşünürler. Penisin içeri giremeyecek kadar büyük olduğunu düşünürler.Bu düşünceler eğitim düzeyiyle ilişkili de değildir. Okuduklarından daha fazla deneyimi olduklarını düşündükleri kişilerin sözlerine itibar ederler.

Vajinismuslu kadınların eşleri de şaşırtıcı benzerlikler gösterirler. Genellikle daha sakin, girişken olmayan, edilgen,fazlasıyla anlayışlı kişilerdir. Eşlerinin canının yanacağından çekindikleri için- tıpkı eşleri gibi- onları incitmemek için fazla zorlamazlar. Kadın korktukça erkek onu uyarmaktan ve cinsellikle ilgili bir talepte bulunmaktan vazgeçer. İkisinin de aklına farklı şekilde zevk almak gelmeyebilir. Cinsel birleşmenin olmayışını bir şekilde ahlaki değerlerine de uygun buluyorlarsa giderek daha doğru yaptıklarını düşünmeye başlar, cinsellikten vazgeçerek çocuk sahibi olmanın yollarını aramaya başlarlar. Her iki taraf ta cinsel yaşam defterini pek de açmadan kapar, arada birleşme dışındaki cinsel yaşamları uyumlu giden çiftlere de rastlanılmaktadır. Ancak bu çiftlerde de bir süre sonra kendilerinin de adlarını koyamadıkları uyum sorunları ortaya çıkmaya başlar, özellikle de çocuk sahibi olma kararı aldıklarında.
Vajinismus; daha önce de sözünü ettiğimiz gibi ne alkol, ne sakinleştirici ilaçlar ne de bir takım tıbbi yöntemlerle düzelen bir sorun değildir. Bu sorunun düzelebilmesi sorunun psikolojik olarak algılanması ve çözümünde cinsel tedavilerin kullanılmasıyla oldukça kısa sürede düzelen bir sorundur. Vajinismus sorunu yaşayan kadınların öncelikle yalnız olmadıklarını, bu durumun onların bir suçu veya eksikliği olmadıklarını fark etmeleri ve tedaviyle düzelebileceklerine inanmaları çok önemlidir. Cinsel yaşamlarını tekrar kurabilmek için eşleriyle birlikte her zaman bir şansları vardır, yeter ki bu şansa sahip olduklarının farkına varsınlar ve bu şanslarını doğru biçimde doğru yerlerde kullansınlar.

Posted in En Çok Okunanlar, Kadın Olmak, Psikiyatrik Hastalıklar, Yazılar.