Otorite

Disiplin kelime anlamıyla öğretmek demektir; oysa disiplin denildiğinde cezalandırma, sert davranma gibi kavramlar akla gelmektedir ilk anda.

Çocuklarımızın yaşamda yol alabilmeleri için öncelikle anne- babalarından öğrenmeleri gereken pek çok şey vardır. Kabul edilen- istenilen davranışları gösterebilmesi için çocuklara bu davranışları öğretmek, yanlış yapılanları düzeltmek gerekir. Çocuklar ancak doğrular gösterildikçe, yanlışlar düzeltildikçe doğrulara nasıl ulaşacaklarını öğrenebilirler.

Çocuklarımıza disiplin vermeye çalışırken nelere dikkat edilmeli?

• Çocuklar minyatür erişkinler değildir, onların da sizden farklı olabilen kendilerine göre gereksinimleri, duyguları var. Gürültülü sabırsız,talepkar, dağınıklar zaman zaman. Tamamen benmerkezcidirler, onlara göre dünya çevrelerinde döner ve onların istekleri her şeyin üstünde yer alır. Böyle hisseden ve düşünen çocuklarda bir erişkin gibi davranmasını beklersek onların çocukluklarını yaşamasına engel oluruz.
• Çocuklarımız sinirli, gergin olduğunda, öfkelendiğinde duygularını yaşamalarına izin verin.Fiziksel olarak şiddet göstermek değil söz ettiğimiz. Öfkelendiğinde arkasından gitmeyin, bırakın yalnız kalsın bir süre duygularını yaşasın. Sonrasında yanına giderek yaşananları, duygularını konuşmayı deneyebilirsiniz, zaman zaman özellikle de küçük çocuklar için geçerli olmak üzere, onlara kendi duygularını tanıtmak, dillendirmeleri için yardımcı olmak gerekebilir. Küçük çocukların özellikle de olumsuz olduğunu düşündükleri duygulardan korktuklarını, ifade etmekte güçlük çektiklerini biliyoruz, bu nedenle onlara bu tür duyguların da rahatlıkla söylenebileceğini, sonuçlarının kötü olmayacağını hem söylemek , hem de yaşatmak gerekir.Öfkelenmek demek o insanı sevmemek demek değildir, öfkeli çocuğunuza sıkıca sarılın ve sevginizi ona bu yolla aktarın, bir yandan da fiziksel şiddete yelteniyorsa sarılarak onu da önlemiş olursunuz.
• Çocuğunuzun davranışlarının altında yatan gereksinimi araştırın. “Her şeyi etrafa atıyor, bağırıp çağırıyor” Acaba annesinin hastalığı onu üzmüş ve duygularını böyle ifade edebiliyor olabilir mi?Veya kimsenin onunla ilgilenmediğini düşünüyor ve ilgi çekmek için bağırmayı seçiyor olabilir mi?
• Duygularını ifade etmeleri için küçük olduklarını hissediyorsanız onlara yardımcı olun” Çok sinirli olduğunu görüyorum, galiba arkadaşına gitmene izin vermediğim için bana kızdın” gibi. Onu anladığınızı ifade ettikten sonra sorunu çözmek için ona yardımcı olun.
• Doğal, mantıklı sonuçların ortaya çıkmasına olanak tanıyın. Çocuklar davranışlarının sonuçlarını görmeli ve davranışlarıyla ilgili ufak- tefek de olsa sorumluluk almaya başlamalı. Sürekli onları koruyarak, sıkıntılı durumlardan kurtararak deneyim yoluyla öğrenmeleri gerekenleri öğrenmelerine engel olabiliriz. Çocuklarımızı sürekli tehlikelerden, incinmelerden koruyamayız . İncinmeyi ve kendini tamir etmeyi öğrenecekler ve bu öğrenme sürecinde onlara hep destek olabilirsek, gereğinde yol gösterebilirsek, en azından yanlarında olduğumuzu ve her ne olursa olsun onları sevdiğimizi gösterebilirsek bu incinmeleri daha kolay atlatır ,tehlikelere karşı kendilerini daha iyi korurlar.
• Çocuğunuza emir vermeyin, yapılması gerekeni uygun durumlarda seçenekler halinde sunarak seçme şansı tanıyın. Yapılacak işle ilgili yetkilinin siz olduğunu hiç unutmayın.çocuğunuz olası seçeneklerden birini seçerek kendine güvenini arttıracaktır.
• Disiplinin, kuralların içine espri, oyun, gülmece katabilirsiniz. Çocuğunuz size kızgınsa yastık atmaca oynayabilirsiniz.
• Kendinizi kontrol edemeyecek kadar kızgınsanız ortamdan uzaklaşın.Uzaklaşmanızın anlamını çocuğunuzla paylaşın, uzaklaşmakla vereceğiniz zarar çocuğunuza verebileceğiniz diğer büyük zararlardan çok daha az olacaktır.
• Besleyici, sevgi dolu bir erişkinin ne kadar kabul gören, onurlandıran bir durum olduğunu anlayabilmek için çocukluğunuza geri dönün, kendi gereksinimlerinizi hatırlayın.

Kuralları koydunuz, çocuğunuza açıkladınız. Ancak o uyumakta direniyor. Sanki biraz fazla ödün veriyormuşsunuz gibi geliyor ya da bir türlü hayır diyemiyorsanız. Peki hayır demekte neden zorlanıyor olabilirsiniz.
• Çocuğumu yeterince göremiyorum, birlikte az vakit geçiriyoruz ve o zamanlarda onu zorlamak, kırmak istemiyorum.
• Çok katı bir eğitim sistemiyle büyüdüm, çocuğuma hayır demek doğru mu, acaba.
• Hayır desem de onun ısrarlarına nasılsa dayanamayacağım, bu sorunu nasıl halledeceğimi bilemiyorum, o nedenle de baştan evet deyip geçiştiriyorum.
• O kadar saat ona açıklama yapacağıma kendim yaparım daha iyi.

Bu ve benzeri cümleler sizi hayır demekten alı koyar olabilir. Ancak “hayır” çocuğunuzun önemli kelimelerinden biridir.
Peki ; hayır demek niçin bu kadar önemli ve gerekli.

• Çocuğunuzun biçimlenmesine, kişilik sahibi olmasına, sorumlu, özgür, becerikli olmasına yardımcı olur. Engellenmek, bütün istediklerinin olmayacağını öğrenmek çocuğun psikolojik gelişiminde oldukça önemlidir.
• Hayır dediğinizde çocuğunuza sınır koymuş oluyorsanız. Kabul edilmemiş sınırlar çocuğunuzu incitmez, aksine güven verir. Sınırlar belirsiz olduğunda çocuğunuz kendini kararsız- güvensiz hissedecektir. Onun gereksinimlerini anlamanız demek her istediğini yapmasına izin vermek demek değildir. Ancak sınırları sürekli değiştirmemek, hayırlarınızda tutarlı olmak da çok önemli. Bazı “”hayır”lar çocuğun yaşına göre ve bazı durumlara göre “evet”e dönüşebilir elbette. Genel anlamda tutarlılığı elden bırakmayın yeter.
• Çocuğunuzla arkadaş olmayı çok fazla ön plana çıkarmayın. Çocuğunuzla arkadaş olduğunuzda onu yetişkin gibi kabul ederseniz onun çocuk olmaktan gelen haklarını elinden almış olursunuz. Siz onun yaşına inerseniz çocuğunuz onu koruyan, aklı başında, sınır koyan anne- babadan yoksun kalır. Oyun içinde veya bazı durumlarda arkadaşlık etmekten söz etmiyoruz elbette, bütün ilişkiyi arkadaşlık şeklinde yaşamaktan bahsetmekteyiz.
• Çocuğunuzun bütün isteklerini her türlü zorluğa göğüs gerip yaptığınızı farz edelim, ancak onun yaşamındaki diğer insanlar bu derece fedakar olmayabilir, kendi isteklerini çocuğunuzun hatırı için ertelemeyebilir, hatta ertelemeyecektir. Bu yüzden de; çocuğunuzu erken yaşlarda ertelemelere, beklemelere, vazgeçmelere ve kurallara uymaya alışmalıdır.

Hayır derken nelere dikkat edeceğiz?

* “Hayır”ları yumuşak, sıcak; ancak net, kararlı bir tonda söyleyin. Hayır dedikten sonra çocuğunuzun ilgisini çekebilecek, sevebileceği bir duruma çekemeye uğraşın.

* Duygusal enerjinizi çocuklarınızın hoşuna gidecek, ilgilerini çekecek şeylere saklayın. Çocuklar ailelerinin duygusal enerjisini- ister olumlu isterse de olumsuz yönde- kendi üzerlerinde toplamaya çalışırlar, bu nedenle enerjinizi kızgınlık, öfke yerine gülmeye eğlenmeye ayırırsanız çocuğunuzla daha eğlenceli ve daha sağlıklı vakit geçirmiş olursunuz.

* “Hayır” dediğiniz şeye yaşamınızda ne kadar yer verdiğinize bir göz atın. Kolanın zararlı bir içecek olduğunu anlatıp, bu nedenle onun içmesine izin vermiyorsunuz, ancak siz her akşam kola içiyorsunuz, çocuğunuz için ne kadar inandırıcı olabilirsiniz.

* “Hayır” dediğiniz şeye karşı çocuğunuzun ilgisi artabilir, sizi denemek amacıyla defalarca ve hatta bıktırırcasına bu isteğini tekrarlayabilir. Sabırla “hayır”ınızı tekrarlayabilirseniz amacınıza ulaşmış olursunuz. Hem “hayır” dediğiniz şey yapılmamış olacak hem de çocuğunuz sizin net tavrınız karşısında durmayı ,davranışlarını ayarlamayı öğrenecektir.

* Çocuğunuzun bir şeyi yapmasına izin vermiyorsanız sadece “hayır” demek yeterli olmaz, çocuğunuza farklı bir şey yapmayı önerebilirsiniz . “Birlikte yemek yapalım mı” , “Boyama yapmaya ne dersin”, “Lego oynamak ister misin” gibi.

Disiplin- otorite- “hayır” diyebilmek, ilk duyulduğunda insana ürküntü, tedirginlik veriyor olabilir. Hele de küçük çocuğunuza karşı uygulanabilecek bir şeymiş gibi görünmüyor olabilir. Ancak; sınırını bilen, engellemeler karşısında kişiliğini oluşturabilen, gerektiği zaman vazgeçmeyi gereğinde de direnebilmeyi bilen bir genç- bir erişkin yetiştirebilmenin koşullarından biri de çocuğunuzu doğru biçimde eğitebilmek, disiplini yeterince ve gereğince verebilmek. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın onları çok sevdiğinizi söylemeyi unutmadan elbette.

Posted in Aile, Yazılar.