Hayır Demeyi Bilmek

Marie Haddou’nun “Hayır Demeyi Bilmek” adlı kitabını altını çize çize, kendimce dersler alarak dikkatli bir şekilde okudum. Sonra da bir pazar sabahımı bu altını çizdiğim bölümleri bilgisayarıma kaydetmeye ve soft ortama taşımaya ayırdım. Bu faydalı kitaptan sizlerde yararlanın diye kitaptan dikkatimi çeken bölümleri de sizin dikkatinize sunuyorum. Faydasını görmeniz temennisiyle…
Hayır Demeyi Bilmek (Sağlıklı Sosyal İlişkiler İçin Reddetmeyi Öğrenmek) – Marie Haddou

Hayır diyememe, ender olarak yıkıma yol açar ancak, çoğu kez yaşamın tadını da kaçırır. Bu durum, cildi hafifçe tahriş eden bir kum tanesine benzer. Bu durum motordaki hafif bir gürültüye benzer. Gürültü otomobilin çalışmasını engellemez, ama yol boyunca aklınızı kurcalayıp durur.

Tıpkı vadiyi aşan bir ırmak gibi, insan da, bazısı bilinen bazıları da keşfedilmeyi bekleyen pek çok ırmak ve akarsudan oluşur. Albert Jacquard, bu konuda “Her bireyde, her zaman ve mutlaka bir seçme ve başka bir şey yaratma potansiyeli vardır.” demektedir.

Kimliğimiz, ihtiyaçlarımızı daha iyi tanıdıkça ve bunları tanıtabildikçe ortaya çıkar. İstediğimizi elde etmenin ilk basamağı, neyi istemediğimizi düşünmektir. Başkaları uğruna özveride bulunduğumuz ve bunun takdir edilmediği hissine kapıldığımız her durum, hayır demek için iyi bir neden oluşturur. İlkelerinize ters gelen ya da gücünüzü aşan bir şeyi yapmanız konusunda bir baskıyla karşılaştığınız zaman, en uygun davranış hayır demektir.
Hayır demek, tutumunuzu belirtmek, kişiliğinizi saydırma biçimidir. Kendi isteklerinizi bizzat dinleyip ciddiye aldıkça, karşınızdakilerin de aynı şekilde davranacaklarını görürsünüz. Kişinin kendisine karşı olan samimiyeti, kendi doğrusunu yaymak ve bunu başkasına kabul ettirmek isteği, başkasını da saymayı zorunlu kılar.
“Sükut ikrardan gelir” sözüne göre, genellikle, hayır demek için bu bildirimi açıkça, hatta kesin bir şekilde dile getirmek gerekir. Hem de bağıra bağıra! Hayırı anlatmak için sadece düşünmek yetmez, söylenmelidir de…
Balzac: “Sevgili çocuk, terbiye, başkaları uğruna kendini geri plana atmış izlenimi vermektir.”
Bir gün komedi oyuncusu Lucien Guitry, sıkıcı birinden kurtulmak amacıyla, savaşmaktan bezip yapılan yemek davetini kabul eder ve adam kapıdan çıkar çıkmaz, sekreterine “Bana şu salak ihtiyara, Perşembe günü yemeğe gitmeyeceğimi bildiren bir not yazmamı hatırlatın” diye bağırır. Aynadan, adamın daha gitmemiş olduğunu fark edince de, durumu kurtarmaya çabalayarak, kem küm etmeden şunları ekler: “Çünkü Perşembe günü, bu beyle yemek yiyeceğim.” Kim böyle bir zekayla övünebilir ki!

Başkasına denmesi yasaklanan hayır, kendine, isteklerine ve ihtiyaçlarına karşı da uygulanmış olur. Sonuçta kişi, aşırı özdenetime yönelir ve bir red durumunda, artık ötekine karşı çıkmak istemez (ve çıkamaz).
Özerk ve özgür bir kişi, kendisini olumlu ya da olumsuz seçimleriyle tanımlar ve kanıtlar. Eğer öğretilmiş davranışları kırmak ve belirli anlarda hayır demek gerektiği kararını alma konusunda kendimize güvenmez ve kişiler arası bağları düşünmeden ve korkmadan bağımsızlığımıza kurban etmezsek, kendimizi asla kanıtlayamayız.
Hayır diyemeyen bir kişinin mutlaka çekingen olması gerekmiyor ama, çekingenlerin tümü hayır deme konusunda ciddi bir sıkıntı içindeler. Başka bir deyişle, söylenmesi güç bir hayırla karşılaştığınız zaman, çekingen biri oluyorsunuz.
Şu ya da bu durumda, projektörlerin altında olmak ya da sadece, başkalarının ilgi odağı olmak tedirginliğe yol açar. Kimileri bu duyguyu, rekabet etmeyi sağlayan bir güce dönüştürebilir. Kendilerini felç olmuş ve önemsiz hisseden, uygun söz ve çözümler bulamayan ve hayır demekte zorlanan çekingenler ise, böyle bir çabayı göstermezler.
Başarısızlık ve eleştirilme korkusu, sizdeki, aşağılık duygusuna teğet geçen bir özgüven eksikliğine bağlıdır. Kendinizi değersiz bulur, olumsuz şekilde yargılarsanız; kendinizi başkalarından daha duyarlı, heyecanlı ve tam anlamıyla daha zayıf hissedersiniz.
Kendinizi küçümsediğiniz gibi ihtiyaçlarınızı, isteklerinizi duygularınızı da küçümsemeye ve başkalarınınkine daha büyük bir değer yüklemeye başlarsınız. Kendinizi “küçük, zayıf, donanımsız”, onları “büyük, güçlü, donanımlı” olarak görmeye başlarsınız.
Başkalarının karşısında eğildiğiniz için, yakınlarınız sizi takmamayı bir alışkanlık haline getirmeye, yabancılar da, kendi görüşlerini size kolayca ve hoyratça dayatmaya başlarlar. Sonuç olarak, kendinizi tam anlamıyla eksik ve silinmiş hissedersiniz. Bu kapanmayan yara nedeniyle ortaya çıkan öfke duygusunu da, hiç kuşkusuz kendinize yöneltirsiniz.
Sıkıntılarınızın büyük bir bölümü, kendinize ve başkalarına karşı olan güven eksikliğinden kaynaklanabilir. Başkalarına biraz daha fazla güvenirseniz, kendinize daha çok güvenirsiniz. Kendinize biraz daha fazla güvenirseniz, başkaları da size güvenirler.
Düşmeden yürümeyi öğrenmek mümkün değildir. Bu görüntüyü belleğinize iyice kazıyın ve karşılaştığınız her durumda kullanın. Eğer düşerseniz ayağa kalkın, öğrenmenin ve düzelmenin tek yolu budur.
Kötü çözümler (sakınma, kaçma, yalan, basitleştirme gibi), “basit” bir hayırın yol açacağı zararlardan çok daha kötülerine neden olurlar.
Kararsız bir hayır, kağıttan bir kaplana benzer; uzaktan güçlü görünür ancak yakından zayıftır ve kolayca başa çıkılabilir. Etkili olması için gerçek bir hayıra güçlü bir iç kesinliğin eşlik etmesi gerekir. Gevşek bir hayırda asla kesinlik yoktur. Sağlam bir inancın eşlik etmediği hayır kolayca silinip süpürülebilir.
Düşündüklerimizi sık sık unuturuz, ama yazdıklarımızı hatırlar ve üstlenmek zorunda kalırız. Hayır diyemediğimiz zaman neler olup bittiğini yazarak, durumun sorumluluğunu yüklenmeye başlarsınız. Dahası böyle davranmanız, sizi at gözlüğü takmış bir yargıca dönüştürmeden, olaya geriden bakabilmenizi, çok daha dikkatli olmanızı ve durumu çok daha iyi görmenizi sağlar.
Hayır demenin güç ve kaygılandırıcı olduğu tüm durumlarda, sürekli olarak “Hayır dersem, artık beni sevmeyecek” diye düşünürseniz, bir gün hayır deme aşamasına ulaşma şansınız çok azalır.
Kendinize şunları söyleyebilirsiniz:
• Her zaman ötekiler gibi düşünmek zorunda değilim.
• Hep onların istediklerini yapmak zorunda değilim.
• Herkesin beni sevmezi gerekmez.
• Anlamsız şeylere bu kadar çaba harcamam ya da kendimi bu kadar sıkıntıya sokmam gerekmez.
• Ben de var olma hakkına sahibim.
• Kendimi değersiz saymak için hiçbir nedenim yok.
Kısaca yavaş yavaş temel öngerçeklerinize bağlılıktan vazgeçmeye başlayın. Duygularınıza egemen olun; onları değişik durumlara uyarlamak için şekillendirin ve yeniden şekillendirin, sonra da değiştirin.
Özet: Vücudunuzu gevşetin, anksiyetenizi denetim altına alın, otomatik düşüncelerinizi ve derindeki kanılarınızı değiştirin, kendiniz kanıtlayın. Artık, oyun sırası sizde!..

Çoğumuz için çalışmak, bir işe sahip olmak ve bu etkinliği sürdürmek, özgürlüğümüzü ve varlığımızı korumak anlamına gelir. Para kazanmak, bağımsızlığımızı ve güvenliğimizi garanti altına alır. Bu, barınabilme, beslenebilme ve giyinebilmenin bir güvencesidir. Ama, aynı zamanda da, toplumsal yaşam katılmanın da başlıca koşuludur. Kazandığımız para, restorana, sinemaya, müzeye gitmemizi, dostlarımızı ağırlamamızı ve deniz kıyısında tatil yapabilmemizi sağlar. Ortak yaşam içindeki rolümüzü, çalışmamıza bağlı olan bu eğlence ve tüketim etkinliklerini belirler.
Bir hayırın etkili olması için, gerçek bir kararlılıkla desteklenmesi gerekir. Çürük temeller üstünde yükselen bir bina gibi, içte sağlam bir kanıya dayanmayan bir hayırın olumlu sonuçlara ulaşma şansı yoktur; ilk fırsatta çöküntü kaçınılmazdır.
“İstediğim takdirde inisiyatifin asıl üstlenebilirim?” En basit çözüm, uçup giden düşünceleri yazıya dökmektir. Bu yöntem, onları ciddiye almaya, incelemeye ve gerekçelerini araştırmaya zorlayarak alternatif çözümler bulmayı, kaygıları göreceleştirmeyi sağlar. Doğru sözcükleri ve sorunu masaya yatırmak için uygun anı bulmasını sağlayacak bu düşünce tarzını geliştirdikten sonra, onunla konuşmaması için hiçbir neden kalmaz.
Çocukluk ya da yeniyetmelik çağına bağlı bir zayıflığın izini taşıyanlar, hayır demekte ciddi sıkıntılar gösterirler. Reddedilme ve yalnız kalma riski, onları üzer; buna katlanamazlar. Bu zayıflık öylesine yer eder ki; tüm düşüncelere egemen olur ve günlük yaşamdaki her söze ve davranışa yansır.
Şiddetli bir anksiyete altında etkili bir hayırı dile getirmek çok zor, hatta imkansızdır. Kalp atışları hızlanır, beden ürperir ve insanın dengesi bozulur. Bu bunalım belirtileri, denmesi gerekli bir hayır üzerinde yoğunlaşmamızı engeller. Unutmayın: her olayda endişe ve kaygılarınıza yenik düşerseniz, kendinizi başkalarının insafına terk etmiş olursunuz.
Öncelikle başkalarının görüşlerine yersiz bir önem yüklemeye son vermelisiniz. Zaten onlar bildiği kişiler değildir ve üstelik bir daha karşılaşmayacaklardır. Başkalarının eleştirilerinden çekiniyorsanız, bakışlardan uzak bir yerde hayır demek insana daha kolay gelir. Ayrıca böyle davranarak, bu hayırın nedenlerini açıklamak için daha bol zaman bulursunuz
Hayır demek sizin için zor mu? Her zaman başkalarına iyi görünmeye çalışıyor ve bunu yaparken de fazlasıyla verici mi davranıyorsunuz? Hayır diyememek sizi strese mi sokuyor? Hayır demeyi öğrenmek istiyor ama hayır demenin yollarını bir türlü bulamıyor musunuz?
Yalnız değilsiniz. Eskiden ben de önemli bir işim olsa bile hayır diyemediğim için bu işimi erteleyip, benden istenilen şeyi yapıyordum. Ama zamanla, bunu yapmanın ne kendime ne de karşımdaki kişiye faydalı olmadığının farkına vardım ve küçük adımlarla, önceliğim olmayan şeylere daha fazla “hayır” deme alışkanlığı edindim.
Neden Hayır Demek Konusunda Zorlanıyoruz?
Hayır demeyi öğrenmek için, öncelikle bizi neyin alıkoyduğunu anlamamız gerekiyor. Aşağıdaki maddeler, insanların genellikle hayır diyememe nedenlerini oluşturuyor:
• Yardım etmek istiyorsunuz. İyi kalplisiniz. Sizden yardım isteyen kişileri geri çevirmek istemiyor ve yardım etmek istiyorsunuz. Bu sizin zamanınıza mal olsa bile…
• Kaba görünmekten çekiniyorsunuz. Eğer insanlara, hatta sizden daha büyük ya da otoriteye sahip kişilere “hayır” demenin kaba olduğu bir nosyon içinde büyüdüyseniz, böyle hissetmeniz çok normal.
• Dışlanmaktan korkuyorsunuz. Sizden istenilen şeyi yapmadığınız için dışlanmaktan korkuyor bu yüzden istenilen çoğu şeyi yapıyorsunuz.
• Bir çatışma yaşamaktan korkuyorsunuz. Reddettiğiniz kişiyi kızdırmaktan korkuyorsunuz. “Hayır” demeniz halinde, ileride yaşanabilecek bir çatışmadan çekiniyorsunuz.
• Bazı fırsatları kaybetmekten korkuyorsunuz. Büyük bir ihtimalle, “hayır” demenin bazı kapıları kapatmasından korkuyorsunuz. Örnek olarak: Benim eski çalıştığım firmada Hintli çalışanların çoğu, işlerini kaybetme korkusuyla asla “hayır” demezlerdi. 2 kat iş yükü verilse de, imkansız istense de “hayır” diyemezlerdi.
• Köprüleri atmaktan korkuyorsunuz. Bazı insanlar “hayır” kelimesini bir reddedilme olarak algılar. Bu da köprülerin atılıp, ilişkilerin son bulması anlamına gelebilir.
Yukarıdaki maddelerden bazılarına bile “Aaa evet ben de bunu yaşıyorum” dediyseniz, kesinlikle yalnız değilsiniz. Bunları ben de yaşadım. Ama iş ve özel yaşamımda zaman içerisinde şunu deneyimledim: Gerçekten yapabileceklerine “evet” demek, yapamayacaklarına “hayır” demek, korkulduğu gibi sonuçları olan bir durum değil. Yukarıda sıraladığım maddelerin hiçbirinin olması gerekmiyor sırf “hayır” diyoruz diye.
Aslında burada önemli olan, nasıl “hayır” dediğiniz. Sonuç olarak herkesin olduğu gibi, sizin de kendi öncelikleriniz ve ihtiyaçlarınız var. Hayır demek, kendi zamanınıza ve alanınıza verdiğiniz değeri onurlandırır. Hayır demenin yolları pek çok farklı durumda farklı bir yöntem olarak uygulanabilir.
“Hayır” Demenin 7 Basit Yolu
Öncelikle şunu aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor: Hayır deme korkusu, sadece beynimizde olan bir durum.
Eğer nasıl hayır demeniz gerektiğinden emin değilseniz, duruma göre aşağıdaki 7 farklı “hayır” deme şeklini kullanabilirsiniz:
1. “Şu sıralar başka önceliklerim olduğu için bunu yapamayacağım”
Eğer sizden istenileni yapamayacak kadar meşgulseniz, yukarıdaki cümleyi kullanabilirsiniz. Eğer durumu daha da kolaylaştıracaksa, şu an üzerinde çalıştığınız konudan karşınızdakine bahsedebilir, durumunuzu daha iyi anlamasını sağlayabilirsiniz.
2. “Şu an bir şey üzerinde çalıştığım için çok da iyi bir zaman değil. X saat sonra tekrar konuşsak olur mu?”
Bir şey üzerinde çalışırken, bir başkasının sizden yardım talep etmesi, sıklıkla karşılaşılan bir durum. Geçici olarak bu talebi ertelemek istiyorsanız, yukarıdaki cümleyi kullanabilirsiniz. Önce, şu an başka bir şey üzerinde çalıştığınızı belirtebilir, sonra da bu konuda yardımcı olacağınızı göstermek için, buluşmak üzere bir zaman önerebilirsiniz.
3. “Kabul etmeyi çok isterdim ama…”
Tüm bu yazı boyunca dürüstlüğün hakim olması gerektiğini unutmayalım. Belli bir teklifi gerçekten kabul etmek istiyorsunuz, ama edemeyecek durumdaysanız, kibarca “hayır” demek için yukarıdaki cümleyle başlayabilirsiniz.
4. “Önce biraz düşüneyim, sonra sana cevap veririm.”
Bu cümle, “hayır” demekten çok, “belki” demek anlamına geliyor. Eğer size teklif edilen şey ilginizi çekiyorsa ama henüz “evet” demek istemiyorsanız, bu cümleyi kullanabilirsiniz. Bazen modumuz çok iyi ya da çok kötü olabiliyor. Bu gibi zamanlarda cevap vermek objektif olmayacağı için, bu tarz bir cevabı kullanabilir, iyice düşündükten sonra cevabınızı verebilirsiniz.
5. “Bu teklif şu an benim ihtiyaçlarımla örtüşmüyor, ancak aklımda tutacağımdan emin olabilirsin.”
Eğer birisi size bir fırsatla geliyorsa ve şu an aradığınız şey o değilse, direkt olarak bunun şu an ihtiyaçlarınızla örtüşmediğini söyleyin ki konuşma uzamasın. Aklınızda tutacağınızı söyleyerek de gelecek fırsatlara açık olduğunuzu belirtiyorsunuz.
6. “Bu konuda sana yardımcı olabilecek en doğru kişi ben değilim. Neden X kişisi ile görüşmüyorsun?”
Eğer fazla bir katkı sağlayamayacağınız bir konuda sizin yardımınız isteniyorsa, yanlış kişiden istediklerini belirtmelisiniz. Eğer bu konuya daha uygun kişiyi tanıyorsanız, o kişiye yönlendirme yapabilirsiniz. Hatta mümkünse bir kaç alternatif isim verin ki insanlar tek kişiye ulaşamadıklarında ortada kalmasınlar.
7. “Hayır, yapamam.”
“Hayır” demenin en düz ve en basit hali. Beynimizde “hayır” deme konusunda pek çok engel barındırıyoruz. Bu engeller genellikle kendi yaratımlarımız ve aslında yoklar. “Hayır” demek için çok fazla düşünmeyin ve bazen de direkt olarak “hayır” demeyi deneyin. Bunu yaptıktan sonra, karşılaştığınız tepkinin aslında hayal ettiğinizin yarısı kadar olmadığını bile göreceksiniz.
İhtiyaçlarınızla örtüşmeyen taleplere “hayır” demeyi öğrendikten sonra, bunu bir kere başardıktan sonra, ne kadar kolay ve aslında her iki tarafın da daha çok işine yaradığını göreceksiniz.
Kendinize, kendi işinize ve sizin için çok daha önemli olan şeylere daha fazla zaman ayıracaksınız.
Başkalarına “evet” derken, kendinize “hayır” demediğinizden emin olmalısınız. – Paulo Coehlo

Bazı insanlar için insanlara hayır diyebilmek oldukça zordur. Öyle ki bazen karşınızdaki kişi bir şey istemesin diye gözlerinin içine bakar, bildiğiniz tüm duaları okumaya başlarsınız. Ancak o minnoş kalbiniz dayanamaz ve en sonunda “evet”, “olur”, “tamam”(kestirip atsanız da), ”peki”(trip atsanız da) “neden olmasın” gibi sözlerden birini kullandığınızı fark edersiniz. 5 harfli “hayır” kelimesini söylemek bir eziyet haline dönüşür, kaçmaya çalışırsınız. “Bakalım ya” “hayırlısı”, “inşallah” gibi ifadelerle kesinlik bildirmemeye çalışsanız da bu işin inşallah ya da maşallah ile olmadığını da anlarsınız. İstemediğiniz şeylere “evet” diyerek her ne kadar karşınızdaki insanı mutlu etseniz de kendi varlığınızı ve tercihlerinizi hiçe saymış olursunuz.
“Eee ne de uzattın, sadede gel, nasıl hayır diyecekmişiz” cümlesini kurduğunuza göre, arkanıza yaslanın ve “hayır” demenin gücünü keşfedin. “İnsanlara hayır diyemiyorum“, “Nasıl hayır diyebilirim“, “Hayır diyebilmenin yolları nelerdir” gibi kaygılarınız ve sorularınız için işte size alternatif cümleler:
1-İnsanlara Hayır Diyebilmek: “Şu sıra yoğun bir dönemdeyim, belki sonra…”

Karşınızdaki kişi sizden hayat memat meselesi olabilecek önemli bir şey istemiyorsa bu cümleyi kurabilirsiniz. Evet demeye alışmış benliğinizle, karşınızdakini ikna etmek için meşguliyetlerinizden, ne kadar yoğun bir dönemde olduğunuzdan (öyleyse tabii) bahsedebilirsiniz.
2.İnsanlara Hayır Diyebilmek: “Kabul etmeyi çok isterdim ama…”

“Aslında evet desem çok mutlu, mesut olacaksın canım ama benim canım da patlıcan değil” cümlesinin kibar halidir. Öncelikle “Bu dünyada hala iyi insanlar var, iyi ki de var” dedirten kişiliğiniz ile karşınızdaki insana dürüst olmalısınız. Bir teklifi gerçekten kabul etmek istiyorsanız ama edemiyorsanız bu cümleyi kullanabilirsiniz.
3.İnsanlara Hayır Diyebilmek: “Önce biraz düşüneyim, sonra sana cevap veririm.”

Kendinizi sanki birisi evlenme teklifi etmiş de düşünme sürecine alıyormuşsunuz gibi hissetseniz de o an “evet” dememek için en iyi kaçış cümlesi olabilir. Bu cümle “hayır” demekten çok “belki” demektir. Modunuz bazen çok kötü veya çok iyi olabilir ve objektif karar veremeyebilirsiniz. Böyle zamanlarda bu cümle ile düşünmek için zaman kazanabilirsiniz.
4. İnsanlara Hayır Diyebilmek: “Bu konuda sana yardım edecek en iyi kişi ben değilim, x ile mi konuşsan?”

Bir nevi “Tatlım sen daha iyilerine layıksın” demektir. İstenilen konuda yardımcı olamayacaksanız, karşınızdaki kişiyi başka kişilere refere edebilirsiniz. Hatta birkaç alternatif sunarsanız, birisi yardım edemezse diğerlerine ulaşma imkanı da doğar.
5.İnsanlara Hayır Diyebilmek: “Bir yere gidebilecek modda değilim, başka bir gün mü gitsek?”

Sırf birisi bir yere gitmek istiyor diye kendi bedeninizi de oraya götürerek ruhunuza eziyet etmek zorunda değilsiniz. Fikrin çok güzel olduğunu belirtebilir ancak bunu gerçekleştirmek için başka bir gün seçmeyi teklif edebilirsiniz. Haa, karşınıdaki kişi gitmek konusunda çok ısrar ediyorsa, bırakın tek başına gitsin. Çok da şeeeyy yapmayın!
6. İnsanlara Hayır Diyebilmek: “Hayır, yapamam”

“Ya sen ne diyorsun, bende mangal gibi yürek var. Tabii ki de direkt hayırdiyebilirim” diyorsanız deyin. Çünkü “hayır” demek karşımızdakini kırmak ve üzmek anlamına gelmiyor. Ya da bilinçaltımızdaki kötü ve bencil insanı ortaya çıkarmıyor. Tam tersine “hayır” demek “Ben buyum, benim kendime karşı değerlerim var. Yapabileceklerim ve yapmayacaklarımın belli bir zamanı var ve en önemlisi de yapacaklarımı kendim belirlemek isterim” demektir.
Tüm bu tavsiyelerimizi uyguladıktan sonra, kendinizi daha iyi hissettiğinizi fark edeceksiniz. (İnşallah) “Haa, pekiii demek böyle şeyler diyecekmişiz” de dedirttiğimize göre, “hayır”lı günler dileriz … 🙂

İş ya da sosyal yaşamınızda çevrenizdekilerin size karşı olan davranışları bazen rahatsız edici olabilir. Peki İnsanların size karşı olan davranışlarını değiştirmeniz mümkün müdür?
İnsanların size nasıl davranacaklarını, siz onlara öğretirsiniz !
Bazı insanlar diğer insanlar tarafından maddi veya manevi anlamda kullanılmaktan son derece şikayet ederler.
Bu kişilere genellikle şunu söylerim.
İnsanların size nasıl davranacaklarını, siz öğretirsiniz.
Bir danışanım uzun süredir beraber olduğu sevgilisi tarafından aşağılandığını, hakarete uğradığını ve küçümsendiğini anlattı.
Kendisine kötü davranan sevgilisinin hakimiyetine rıza gösteren danışanım, aslında bilerek buna izin veriyor ve onu sürekli suçlayarak sorumluluğu üzerine almaktan kaçıyordu.
Kendisiyle yaptığımız çalışmalar sonunda, kendisinin susarak tüm bu saygısız davranışlara izin verdiğini kabul aşamasına geldi.
Bu demekti ki artık “sorumluluğu” üzerine almıştı danışanım.
Susma nedeni ise yaşadığı “özgüven eksikliği” ve buna bağlı olarak gelişen “kaybetme korkusu” idi. Bu durum erkek arkadaşına karşı güçlü olmasını ve sesini yükseltmesini engelliyordu. Eğer onun yaptığı herhangi bir saygısızlıkta sesini yükseltirse kendisini terk etmesinden korkuyordu. Bu suskunluğu ise karşı tarafın saygısızlığını ve kabalığının dozunu iyice artırıyordu.
Hayır diyebilmek güçlü bir beceridir ve içinde kendimize karşı kocaman bir “evet” barındırır.
Ancak elbette “hayır” diyebilmek için bazı duygulara ve bunun getirdiği bazı davranışlara sahip olmak gerekir.
Öncelikle duygularımıza değinelim. “Hayır” cevabını korkusuzca verebilmek için sahip olmamız gereken duygular çok önemlidir. Hayır diyebilmek için öncelikle kendimizi bir çok konuda onaylamamız ve kendimize evet diyebilmemiz şarttır.
Yüksek bir özgüven, kendinizi yeterince sevebilmek, kendinize değer verebilmek, yeterli bir özsaygı ile karşımızda kim olursa olsun “hayır” demek kolaylaşır.
Bunlara nasıl sahip olacağız, bu kadar kolay değil diyenler mutlaka vardır aranızda.
Eğer bu duygularla hayatınız boyunca hiç buluşmadıysanız elbette hayır’a giden yol sizler için uzun ve meşakkatli olabilir. Ancak ne yapıp edip bu duygularla kendinizi buluşturmanız şarttır. Bu konuda kişisel gelişim desteği alabilir, konularla ilgili seminerlere, eğitimlere katılabilirsiniz.
Davranış boyutuna göz atarsak ;
İletişimin % 7’si sözcüklerle sağlanır.
Geri kalan % 55’i beden dili, % 38’i ise mimiklerimizle karşımızdakine aktarırız.
Bu da demek oluyor ki, aslında bizler iletişimi konuşarak değil, davranışlarımızla sağlıyoruz!
Ibsen’in dediği gibi, “Binlerce kelime, tek hareketin bırakacağı izi bırakamaz.”
Bu yüzden konuşmak yerine, davranışlarımızla hayır cevabını net olarak karşımızdakine verebiliriz.
Bunlardan bazıları ;
1. Sizinle birlikte olmak ve sizinle zaman geçirmek istemeyen insanlara karşı, açıklama yapmadan kendinizi anlatmaktan hemen vazgeçin ve bir daha bu gibi insanların yanında olmak huyunuzdan vazgeçin.
2. Hoşunuza gitmeyen davranışlar karşısında – karşınızdaki kim olursa olsun- hemen uyarıda bulunun. (Kaba davranışlar, yalancılık, dedikodu v.s.) Eğer tekrar ediyorsa anında sert tepkiler vermekten asla çekinmeyin!
3. Genellikle sömürü aile içinde olur. Aile fertlerinden biri kendi sorumluluklarını sizin üzerinize yıkıyor ve siz de üstleniyorsanız, bu davranışı zamanında siz ona öğretmişsiniz demektir. Ama davranışlarınızla onun bu eylemlerine son verebilirsiniz. Bu konuda katı olmakta, yaptırımlarda bulunmaktan çekinmeyin. Diyelim ki kızınız odasını toplamıyor, kapısını çekerek o toplamayana kadar sakın odasını toplamayın ve uzunca bir süre kızgınlığınızı surat ifadenizle belirtin ve kendisiyle konuşmayın.
4. Sözcüklerinize dikkat edin çünkü bunu karşınızdaki insan kullanabilir. “Benim aklım o kadarını anlamaz”, “ Ben önemli değilim, sen önemlisin” v.s. gibi cümleler kurmaktan kesinlikle vazgeçin.
5. Göreviniz olmadığı halde yaptığınız, ancak yapmaktan nefret ettiğiniz şeyleri yapmaktan hemen vazgeçin.
6. Göreviniz olmadığı halde yaptıklarınızı bıraktığınızda, karşınızdaki insanlar sizi “suçlu” hissettirmeye çalışabilirler. Buna asla izin vermeyin.
7. Yeni davranışlarınızı yazacağınız bir ajandanız olsun ve düzenli olarak tüm yeni davranış modellerinizi ajandanıza yazın.
8. Sizi sömürenlere sık sık ve zevkle hayır deyin. Hayır dünyanın en iyi öğreten kelimelerinden biridir. kesin ve net olarak söylediğiniz her hayır’da, kendinize “evet” dediğinizi unutmayın.
Hayır demek size basit bir şeymiş gibi görünebilir, amma lakin ki öyle değildir. Bu basit kelime mutlu, huzurlu, kafanız rahat bir hayat sürmenizin anahtarı olabilir. Elbette ki beklentilere, insanların sizden isteklerine, vs. evet demek, onları mutlu etmek güzel bir şeydir, ancak öyle anlar vardır ki sırf “hayır” diyemediğiniz için gereksiz sorumlulukların altına girebilir, kendinizi baskı altında hissedebilirsiniz. O zaman ne yapacağız? Hayır demesini öğreneceğiz, hayır demenin kötü bir şey olmadığını, aslolanın mutlu bir hayat yaşamak olduğunu keşfedeceğiz.
Hayır diyebilmek sizin en doğal hakkınız. Küçük bir hayır sizi istemediğiniz şeylerden uzak tuttuğu kadar karşınızdaki insanı da zor durumlara düşmekten kurtarır. Hayır hakkınızı kullanmaktan çekinmeyin.
1. Hayır demek sizin sınırlarınızı belirlemenizde faydalıdır, insanlara nerede durmaları gerektiğini çok basit bir şekilde anlatmış olursunuz.

2. Aynı zamanda hayır demek sizin hayattaki önceliklerinizi belirleme konusunda da yardımcıdır, sizin için önemli olanı ifade etmenize yarar.

3. Sıkça evet diyen biriyseniz hayır dediğinizde istemediğiniz tavırlarla karşılaşabilirsiniz, hayır demek insanların sizin hayır diyen biri olduğunuzu bilmelerini sağlar.

4. Hayır demek yapamayacağınız, gereksiz, zorlayıcı yükümlülükler altına girmenizin önüne geçer, sizi zor durumlardan kurtarır.

5. Aynı şekilde hayır demek hiç hesapta olmayan baskılardan kurtarır, hayatınızda gereksiz stres yaşamanızı engeller.

6. Hayır demek size zaman kazandırır, var olan zamanınızı daha verimli, daha istediğiniz şekilde kullanabilmenizin önünü açar.

7. Hayır demek kendinize olan saygınızı korumanız, prensiplerinizi belirtmeniz, kendinizi huzurlu hissetmeniz için bir anahtardır, kullanın.

8. Hayır demek belki o an için sıkıntılı bir şey olabilir, ancak uzun vadede insanlarla olan ilişkilerinizi sağlamlaştıracaktır.

9. Hayır demek kendinize olan güveninizi arttıracaktır, istemediğiniz şeyleri yapmak zorunda olmadığınız konusunda size güç verecektir.

10. Küçük bir hayır size dünyadaki yerinizi hatırlatacak, kendiniz hakkında düşündüğünüz şeyleri daha net görme fırsatı verecektir.

11. Hayır diyebilmek yaşantınızın dizginlerini kendi elinizde tutabilmeniz için önemlidir, kendi yaşantınızın dümeninde olmak için hayır diyebilmek gerekiyor.

12. Çalışma hayatında da zamanı iyi yönetmek, verimli çalışmak, iyi bir takım oyuncusu olmak, vs. için hayır demek son derece önemli.

13. İnsanları üzmemek, onları hayal kırıklığına uğratmamak, vs. için söylenen içi boş evet’ler zamanla size olan güveni zedeler, samimyetiniz konusunda insanların kafasında sorular oluşmaya başlar.

14. Hayır demek hayatınızdaki birçok hatayı, yanlışı ve eksikliği ortadan kaldıracaktır, sadece hayır diyerek pek çok yanlışı önlemeniz mümkün.

15. Dışlanmaktan, sevilmemekten, gerilimlerden, fırsatları kaçırmaktan korktuğunuz için evet mi diyorsunuz, aslında bunu yaparak tüm bu olumsuzluklara kapı aralıyorsunuz!

Bonus – İnsanların size nasıl davranacaklarını onlara ancak siz öğretirsiniz, bunun en kesitrme yolu “hayır” diyebilmek.

Posted in Aile, Annelik, En Çok Okunanlar, Genel, Genel Bilgiler, İlişkiler, İş Hayatı, Öne Çıkan, Yazılar and tagged , , , , , .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir