Giderek ısınan havalar, doğadaki yeşillenme baharın müjdecileri… Hepimizin içini kıpır kıpır eden bahar bir yandan da hüzünlendiriveriyor insanı…
Duyguların coştuğu bu günlerde gitmek zorunda olunan yerler, yapılmak zorunda olunan işler o kadar anlamsız ve sıkıcı gelebilir ki kendini kendi kötü hissetmemek giderek zor bir hal alır. Bu durum herkesi farklı etkiler; kimileri kendini uykuya verirken kimileri de giderek sinirli bir hal alır, hırçınlaşır.
• Tüm enerjim kayboldu sanki
• Sabahları yataktan kalkmayı hiç istemiyorum
• Sabah uyandığımda kendimi çok yalnız hissediyorum
• İşe gitmek hiç bu kadar zor olmamıştı
• Aklım sürekli yatıp uyumakta
• Canım iç bir şey yapmak istemiyor
• Kendimi çok sıkıntılı, mutsuz hissediyorum
• Bugünlerde ne kadar tedirginim böyle
• Keşke bütün gün tembel tembel oturabilsem
• Dikkatimi bir türlü toparlayamıyorum
• O kadar sinirliyim ki patlayacak gibiyim
• Geceleri zor uyuyorum, sabahları ise bir türlü uyanamıyorum
• Bütün gün kendimi toparlayamıyorum
• İşlerimi sürekli erteleme gereksinimi duyuyorum
Yukarıda sayılanların hepsini ya da bir kaçını kendinizde hissediyorsanız bahar yorgunluğu yaşıyorsunuz demektir.
Havalar ısındıkça barındırdıkları elektrik yükünde artışlar oluşur. (-) iyonlar arttıkça yorgunluk- halsizlik gibi durumlar yaşanırken (+) iyonların artışı vücut zindeliğinin artmasına neden olur.
Elektrik yükündeki artış, ister (-) ister (+) iyonlarda olsun; sinirlilik, gerginlik, stres yaratmakta ve bahar yorgunluğunun gelişmesine zemin hazırlamaktadır. Stres damar büzüşmesini arttırarak bahar aylarında kalp- damar ve romatizmal hastalıklarda artışa da neden olabilmektedir.
Elektrik yükü şehirlerde daha fazla hissedilir,trafik, hava kirliliği, sanayi artıkları elektrik yükünü arttıran nedenler arasında sayılabilir.
Baharın kişilerde yaratığı bu değişikliklerden sorumlu bir başka mekanizma da ; metabolizmada oluşan değişikliklerdir. Metabolizmanın hızlanması ve hormonlarda oluşan değişiklikler kişilerin yukarıda saydığımız sıkıntıların başlıca nedenlerinden birini oluşturmaktadır.
Kimler bahar yorgunluğunu daha yoğun yaşıyor veya daha fazla etkileniyor?
• Sigara içenler
• Düzensiz beslenenler
• Ergenler
• Yaşamda hedefleri, belirli amaçları olmayanlar
• İş temposu yoğun olanlar
Ayrıca; bazı kişilik özellikleri de bahar yorgunluğunu yaşanması için yatkınlık yaratabiliyor.
• Değişime açık olmayanlar
• Olumsuz senaryolar yazma eğiliminde olanlar
• Zorluklara karşı tahammül etme becerisi daha az olanlar
• Yenilgiyi çabuk kabul edenler
bahar yorgunluğunu daha belirgin olarak hissedebiliyorlar.
Bahara uyum sağlayamayanlar ise bu dönemi kaçırdıkları için bahar sona ererken kendilerini daha kötü hissedebilmekteler.
Bahar yorgunluğu bir hastalık değildir, ancak gerekli önlemler alınmazsa kronikleşebilir, kronik yorgunluk ve tükenmişlik sendromuna dönüşebilir. Tükenmişlik sendromu müdahele edilmesi gereken bir durumdur, düzelmemesi halinde oldukça ciddi sorunlara neden olabilmektedir. İş yaşamında; performans düşüklüğü, insanlarla ilişkilerde bozulmalar, aile ve sosyal yaşantıda ise ilişki sorunları yaşanabilmektedir. Kişiler iç dünyalarında giderek daha mutsuz olmakta, keyifsizleşmekte, tüm dünyayla ilgisini yitirme noktasına kadar gelebilmektedirler.
Hangi noktada dikkatli olunmalı?
• Bahar yorgunluğuna ilişkin yaşananlar süreklilik kazanmışsa, kişi kendini her zaman halsiz, yorgun hissediyorsa kronik yorgunluk gelişmiş demektir. Kronik yorgunluk sıklıkla A tipi insanlarda, yönetici kadrosunda yüksek sorumluluk gerektiren pozisyonlarda gelişir.
• Bahar yorgunluğu belirtilerine ek olarak; gözlerinin önünde benekler uçuşması, devamlı baş ağrısı, kerpetenle ensesinin sıkıldığı hissi gibi belirtiler yaşanır.
Bahar yorgunluğu ve kronik yorgunluğun yanında mutsuzluk yorgunluğu kavramından da söz etmek yararlı olacaktır. Mutsuzluk yorgunluğu; depresif bir belirtidir; kişi kendini yorgun hissetmesinin yanında mutsuz,sinirli ve bitkin de hisseder.
Ne tip önlemler alınmalı?
• Beslenme en önemli konularda biri. B ve C vitamininden Ve potasyumdan zengin bir diyet tercih edilmeli. Lifli sebzeler, yeşil sebze ve meyve, domates, patates, kayısı tercih edilecek yiyeceklerdendir. En önemli öğün ise kahvaltıdır, kahvaltı mutlaka düzenli biçimde yapılmalıdır.
• Günde en az 3 litre su tüketilmelidir. Çay ve kahveyi hesaba katmamak gerekli.
• Çalışma ortamını havası her zaman temiz olmalıdır.
• Uyku ritmine özen gösterilmelidir. En az günde 7-8 saat uyumak ve sabahları erken kalkmak önemli .
• Açık havada özellikle de sabah saatlerinde yapılan yürüyüşler
• En az 15- 0 dakika süreli sabah ve aç karnına yapılan jimnastik
• Alkolü azaltmak
• Sauna ve cilt bakımı
Kronik yorgunluk sendromunun geliştiği hallerde ise;
Yukarıda sayılan önlemlere ek olarak;
• Çalışma temposun fazlaysa tempoyu düşürmek
• Yaşamda monoton giden bir şeyler varsa yaşama renk katabilecek bir şeyler bulmaya çalışmak
• Kısa süreli tatiller uygun olabilir.